ne mutlu türküm diyene – Muhalif Sözlük
başbuğ atatürk'ün itina ile tarihe damgasını vurduğu vecizedir. türk olan değil de türküm diyene demesindeki maksattan diğer ırkları yok saydığı değil aksine tüm etnik grupları tek kimlik ile topladığı görülebilir. 1980'lere gelinene kadar çok sorun olmazken, önce kürtler sonra islamcılar sonra da liberaller fazlaca saldırdılar bu söze. şu an ise eskiden (i: türk toplumu), (i: türk gençliği) ibareleri gibi aslı için ifadelere oturmayan eğreti otu "türkiyelilik" sıfatı için canhıraş çalışılıyor.

şu an dağlardan, tepelerden kaldırılıyor yavaş yavaş.. andığınız an faşist damgası yemeye başlıyorsunuz artık.
milliyet kavramının dümenaltı edilmeye çalışıldığı şu dönemde insanların soysuzlaştırılmalarının önündeki en önemli engellerden biridir.
(u: bu sözü söylemek yürek ister oldu ağalar.)
türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin millet şuurunu özetleyen tümce olmakla beraber erdoğanizm'le beraber çökmüştür.diğer ırki unsurların,ırki aidiyetlerini keşfetmesinden sonra türk'lük ortak bir ulus adı olma garabetinden sıyrılması gereğinin farkına varmalıdır.bu yüzden "ne mutlu türk doğana" tümcesiyle yer değiştirmesi gereken cümle.
söylendiği dönemin tarihi gerçekliğinden kopartılarak saçma sapan tefsir edilen atatürk'e ait vecize.

çöken bir imparatorluk içerisinde kimliği hor görülmüş, ticarette, sanatta.. her sahada maddi ve manevi varlığını yitirmiş bir millete, verdiği istiklal harbi sonrası kurulan milli devletinde, parlak mazisi ve şanlı geçmişi üzerinden yapılan tarihi bir hatırlatmadır. bunu "türkiye'de yaşayan bütün etnik unsurlar kardeştir ve bunlar türk'üm dediklerinde türk ve mutlu olurlar" şeklinde tefsir ve tevil etmek dangalaklığın dikâlâsıdır.

"ne mutlu türk'üm diyene" sözünün ne anlama geldiğini öğrenmek isteyen varsa, atatürkün onuncu yıl nutkuna baksın ki, gazi paşa hazretlerinin bu sözle açıkça kimi ve neyi kasdettiğini görebilsin.

atatürk, onuncu yıl nutkunda Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medenî alemin az zamanda bir kere daha tanıyacağını, türk milli kültürünün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacağını ve Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfının ve büyük medeni kabiliyetinin bundan sonraki inkışafiyle atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacağını; türk milletinin bunu, tarihi evsafıyla, fıtrî zekasıyla, yüksek karakteriyle ve çalışkanlığıyla gerçekleştireceğini haykırıyor ve sözlerini, mazisinden aldığı kuvvetle geleceğe damga vuracağına iman ettiği bir millete mensup olmanın verdiği gururun ve bahtiyarlığın bir ifadesi olan "ne mutlu türk'üm diyene" sözüyle bitiriyor. yani atatürk açıkça "türk olduğum ve bu büyük millete mensup olduğum için mutluyum, bahtiyarım" diyor. dolayısıyla bunu eğip bükmenin, türlü türlü kılıflara sokmanın, bundan başka anlamlar çıkarmanın bir anlamı yok.
Devlet beyin her konuşmasının sonunda sahip çıktığı ve "(i: Ne mutlu Türk'üm diyene sonsuza kadar parıldayan ufkumuz olacaktır)." sözüyle de desteklediği atanın vecizesi.